Demlenen Sözler'de “Osmanlı'da Kadın” konusu ele alındı
Turizm ve Rekreasyon Öğrenci Kulübü (TUREK) tarafından organize edilen Demlenen Sözler söyleşi programının üçüncüsü Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Yaşar Baş'ın katılımıyla gerçekleşti. Meslek Yüksekokulları Konferans Salonu'nda 22 Aralık'ta düzenlenen programın konusu 'Osmanlı'da Kadın'dı. MYO Müdürü Prof. Dr. Yaşar Baş, "Osmanlı'da Kadın: Sultan Mı? Cariye Mi?" başlığıyla duyurulan söyleşide Osmanlı saraylarındaki kadınların hayatları ve hakları hakkında bilgi verdi. Saraylı kadınların Osmanlı'ya nasıl geldiğini ve sonrasında hangi haklara sahip olduklarını anlatan Prof. Dr. Yaşar Baş, Valide Sultan'ın sarayda ve devlet yönetiminde ikinci derecede söz sahibi olduğunu belirtti.
Saraylı kadınlar çoğunlukla esir kökenliydi
Saray mensupları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yaşar Baş, "Genel olarak devlet hizmetlerinin, özelde ise Saray hizmetlerinin yürütülmesine yönelik kaliteli insan yetiştirmek amacı ile Osmanlı Sarayı'nda ikili bir eğitim söz konusu idi. Eğitime layık görülenler, çoğunlukla esir ve köle kökenlilerin içerisinden kişilik, yapı, endam, sağlık, zeka ve güzelliğiyle öne çıkan, eğitime açık, devlette en önemli görevleri üstlenebilecek kadar olumlu kişiliğe sahip olanlar arasından seçiliyordu. Kadınlar, Harem tarafında, erkekler ise Enderun tarafında eğitiliyordu. Bu kişiler padişahtan sonra en yüksek derecedeki görevlere kadar yükselebilirlerdi (kadınlar için de erkekler için de geçerli). Yüksek geliri olan ve padişahtan sonra en önemli otorite olabilen bir seviyede ilerleme imkanı veriliyordu. Dikkatinizi çekerim, bunlar klasik devirde çoğunlukla esir kökenli kişilerden oluşmakta idi" dedi.
Haremde eğitim nasıldı?
Saray mensubu kadınlar ve bunlara verilen eğitime de değinen Prof. Dr. Yaşar Baş, "Harem, padişah ve ailesinin aile hayatını yaşadığı alan idi. “Harem” adını da buradan almıştı. Harem’de, padişah ailesinin diğer üyeleri yanında, padişah annesi, eşleri, kızları gibi hizmet edilenler ile hizmet edenler olmak üzere iki sınıf kadın bulunmakta idi. Osmanlı Beyleri, önceleri genellikle Anadolu’daki bey ailelerinin kızları ile evleniyordu. Ancak Fatih Sultan Mehmed’den itibaren, yabancı kökenli kimselerle evlilik yaygınlaşmaya başladı. Bu durum biraz da siyasi amaçlarla öne çıkmıştı. Harem, aynı zamanda bir eğitim merkezi idi. Saray’da hizmet eden grubu temsil eden ve saray hizmetlerini yürütecek olan bayan görevliler, burada çok ciddi bir eğitimden geçerlerdi. Erkeklerin Enderun mektebinde yetiştirildiği gibi, çoğunlukla esir kökenli olan bayan hizmetli grubu da Harem tarafında eğitilirlerdi. Bunlar, Sarayda Harem dairesinin günübirlik işleri yanında Saray dışında bir takım resmi ve gayri resmi işleri yapacak, önemli ve üst derece resmi işleri yürütecek kimselerle evlilik yapacak seviyede yüksek dereceli bir eğitim alırlardı. Bu eğitim çerçevesinde, ev ve aile hayatı, temel dini eğitim ile genel kültür çerçevesinde kalan müzik, edebiyat ve benzeri bir takım bilgiler verilirdi. Zaman içerisinde hem erkekler tarafında hem de kadınlar tarafında yetişenler arasından özellikle müzik, edebiyat, sanat gibi kültürel alanlarda öne çıkan isimler görülmüştü. Şehzadeler de valide sultan aracılığı ile bunların arasından seçilenler ile evlenebilmekte, evlilik hayatı yaşamakta idi" ifadelerini kullandı.
Osmanlı'da 'Kadınlar Saltanatı' dönemi yaşandı
Kadınların sarayda gördükleri muamelenin 'Kölelik mi sultanlık mı?' olduğu yönündeki soruyu da cevaplayan Prof. Dr. Baş, "Ben sultanlık diyeceğim. Kanuni ve Hürrem aşkı birçok kaynakta yer almaktadır. Hürrem esir kökenli olduğu halde Kanuni Hürrem'e nikah kıyıyor. Sultan Abdülhamid döneminde de böyle bir durum var. Özellikle Gürcü kızları Osmanlı Sarayı'nda görev alabilmek için çeşitli yollar deniyorlar. Çünkü hayatlarının kurtulması demek. Hele padişahın, şehzadenin eşi olmuşsa dünyada söz sahibi olmak demek. Onun için sultanlar diyorum. Kanuni zamanında Hürrem Sultan'la başlayan 1650'lere kadar Kösem Sultan ve Hatice Turhan Sultan ile sona eren yaklaşık 150 yıllık bir 'Kadınlar Saltanatı' dediğimiz bir dönem var. Elbette bu durum Saray’daki bütün kadınlar için ve aynı derecede geçerli değil" şeklinde konuştu.
MA-HAYAT Gastronomi Kulübü Demlenen Sözler programının ikramlarını hazırladı ve katılımcılara servis etti. Çay ve kurabiye eşliğinde samimi bir ortamda gerçekleşen söyleşi programına Sosyal Bilimler MYO öğrencileri ve öğretim görevlileri katıldı.